"NE YAPARSANIZ YAPIN, SOYKIRIMI UNUTMAYIN. ÇÜNKÜ UNUTULAN SOYKIRIM TEKRARLANIR" (ALİYA İZZET BEGOVİÇ)
(Geçmiş yıllarda 2016 ve 2021 yıllarında bu konu ile ilgili yazılar yazmışım. Bugün yine tarih tekerrürden ibaret ve sosyal medya ile köşe yazımda yazıyorum)
1945 yılında Josip Broz Tito tarafından kurulan eski sömürücü ve emperyalist Yugoslavya, Tito’nun silah zoru ile hükmettiği ülkelerin 1991-1995 yılları arasında bağımsızlık mücadelesi vermeleri ile yıkıldı. Onun ölümünden sonra; Bosna-Hersek, Sırbistan, Hırvatistan, Kuzey Makedonya, Karadağ, Slovenya ve daha sonra 17 Şubat 2008 tarihinde Kosova'nın bağımsızlığını tek taraflı olarak ilan etmesiyle 7 ülkeye bölündü.
25 Haziran 1991'de Hırvatistan ve Slovenya’nın resmi olarak bağımsızlıklarını ilan etmesi sonrasında patlak veren Yugoslavya İç Savaşında, Bosna- Hersek de 29 Şubat-1 Mart 1992'de yapılan referandumla eski Yugoslavya'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etti. 1991'de bağımsızlığını kazanan Hırvatistan'da Hırvat güçleri ile Yugoslav askerleri arasında devam eden çatışmalar, Bosna Hersek'e de sıçradı. Sırpların kontrolündeki Yugoslav ordusu, o dönemde nüfusunun büyük çoğunluğunu Hırvatların oluşturduğu Boşnakların Ravno köyüne saldırdı. Böylece Bosna Hersek'teki savaş bu saldırı ile gayrı resmi olarak başlamış oldu.
Yugoslavya'nın parçalanmasını fırsat bilen Bosnalı Hırvat ve Sırplar da Bosna Hersek topraklarını kendi aralarında paylaşmak için Boşnakları da içine alan cumhuriyet kurduklarını açıkladı. Hırvatlar, 18 Kasım 1991'de Hersek-Bosna Hırvat Cumhuriyeti'ni, Sırplar ise 9 Ocak 1992'de Sırp Cumhuriyeti'ni ilan etti.
Bosna'yı ele geçirmek isteyen Sırp ve Hırvatların bağımsızlığını ilan etmesinin ardından, Yugoslav ordusunun ve istihbarat birimlerinin silahlandırdığı Sırpların kontrolündeki Bosnalı Sırplar, Müslüman Boşnaklara yönelik etnik temizlik başlattı. Boşnaklar ise liderleri Aliya İzzetbegoviç önderliğinde kuzeyde ve doğuda Sırplara, güneyde ve batıda da Hırvatlara karşı ülkenin bütünlüğünü korumak için savaştı. Bu süreçte 250 bin Boşnak sivil Müslüman, Sırplar ve Hırvatlar tarafından katledildi.
Ülkede 1992-1995'te yaşanan savaşta, Birleşmiş Milletlerin (BM) "güvenli bölge" ilan etmesine rağmen 11 Temmuz 1995'te Sırp komutan Ratko Mladic'e bağlı Sırp birliklerince işgal edilen Hollandalı BM askerleri denetiminde olan Srebrenitsa‘da sadece birkaç gün içinde 8 bin 372 Boşnak acımasızca katledildi.
BM Srebrenitsa'yı güvenli bölge ilan edilen 6 bölge arasında göstermesine karşın, 400 silahlı Hollanda barış gücü askeri katliama göz yummuş, hatta teşvik etmiştir. Hollandalı BM askerlerinin üs olarak kullandığı akümülatör fabrikasına sığınan Müslüman Boşnak erkek sivillerin silahları, Hollandalı BM Barış Gücü tarafından koruma gerekçesiyle toplanmıştı. Ama silahları ellerinden alınınca onları korumaktan vazgeçtiler ve silahsız olarak Sırp katillerine teslim ettiler. Fabrikaya giren Sırplar çetnikleri tarafından öldürüldüler. Aradan geçen yıllara rağmen, Hollandalı BM askerlerinin soykırımdaki rolü tartışılmaya devam etti.
Srebrenitsa'nın işgal edilmesinin ardından çekilen ve kamuoyunun da aşina olduğu görüntülerde, Hollandalı komutan Thom Karremans'ın 11 Temmuz 1995'te katil Sırp Mladic ile birlikte kadeh kaldırması tepki toplamıştı. Bu da batı dünyasının BM şemsiyesi ve resmi görevleri altında dahi katliam yaptıklarının açık delilidir. Kamuoyuna yansıyan görüntülere rağmen Karremans hiçbir zaman yargılanmadı. Hollanda ancak 2022 yılında özür diledi.
Hollandalı BM komutanı Karremans hiçbir zaman yaşananlar yüzünden yargılanmadı. Sadece Hollanda devleti Srebrenitsa'daki soykırımdan "kısmen" göstermelik suçlu bulundu.
Ey Medeni görünen tek dişi kalmış canavar Batı (Amerika ve Avrupa)!
Bu doymak bilmez emperyalist sömürü , sadist ruhlu insanlık düşmanlığınızı ne zaman terk edecek ve insanlığı hatırlayacaksınız? Dün Filistin, Bosna-Hersek, Dağlık Karabağ, Keşmir; bugün Gazze. Gazze’de şu anda bebekler, çocuklar, kadınlar ve yaşlılar medeni denilen ikiyüzlü kancık dünyanın gözü önünde siyonist israil tarafından soykırıma tabi tutuluyor.
Dünyayı yönetenler dilsiz şeytan olduğu gibi Müslüman ülkeleri yönetenler de dilsiz şeytan olmuşlardır. Batının dilsiz şeytan olması; sapık bir din anlayışına sahip olmaları ve menfaatlerinin, sömürü düzenlerinin devamını istemeleri içindir. Müslüman ülkeleri yönetenlerin iki yüzlülüğü ise, koltuk, rant ve can korkusudur. Allah’tan korkmuyorlar, Amerika ve İsrail’den korkuyorlar. Ama korkunun ecele faydası yoktur. Kullanma süreleri dolduğu zaman, paketlenip yollanırlar. Hesap günü Yüce Allah’a hesap vereceklerini unutuyorlar.
Bu ikiyüzlü ve kalleş batı olan Amerika ve Avrupa ülkeleri (bazı namuslu Avrupa ve Güney Amerika ülkelerini tenzih ederim), şimdi Gazze’de aynı alçaklığı, aynı soysuzluğu, aynı ikiyüzlü kancıklığını Gazze’de soykırımı yapan lanetlenmiş ırk olan siyonist terör devleti İsrail’i desteklemekle yapıyorlar. Ama onlara karşı dünyada tek bağımsız Müslümanlar olan Gazze (Filistin) halkı dik duruyor. 11/07/2024