Yazarın sitemizde "429" adet yazısı bulunmaktadır.
Eklenme Tarihi: 23/10/2024 317 kez okundu.
ŞAPKALI KIZ...
Muhtelif günlerin ızdırabı üzerinde ve suflörlerin çığlığı kulaklarında. Bir bisiklet ardında yaşama tutunabilme sevdasındaydı oysa. Zor hem de çok zordu ardı sıra takibinde olan hüznünden kaçıp saklanabilmesi. Gecenin tüm çağrılarına kulaklarını tıkamalıydı, bilmesine biliyorda nasıla çözüm bulamıyordu. Eteğine tutunabildiği nankör bir iz sürücünün kurbanı olduğunu uzuun yıllarca sonra anlayabilecekti. Masumdu, bir yıldızın berraklığında ay gibi yüreğe sahipti. İlk kaçışları daha küçücük masumca zamanlarında olmuştu. Feryatı uzaklara ulaşıyordu! Bir Ezgin yönünü çoktaaan çevirmişti yüreğinden yüreğine. Kavuşmak imkansız hissedebilmek elbet mümkündü. Çıkıp kalabalığa karışmalı aksi halde peşi sıra gelen karanlıkdan kurtulamayacaktı. Gözlerinin ardına mahkum etti ilk önce özgürlüğünü ve sonra bir Siyah Şapka içine gizlemeye başladı tüm umutlarını. Ağır aksak yürüyordu ve ürkek ve çok çokça korkarak ilerliyordu kalabalığın yönüne! Sesler yutuyordu korkularını ve gizleniyordu şapkasının ardına! Rüzgâr saçlarına ulaşmak istedikçe O'na da izin vermiyordu kapanıyordu şapkası kafasının içine. Alışmak böyle bir his miydi acaba? Yalnızlığa! Ve üzüntülere! Ezgin yaklaşıyordu gün be gün bulunduğu zamanlara ve şapkasına muhtaçlığı artıyordu özgürleştikçe korkularına! Dolmuşlar geliyor geçiyordu çoğu zaman önünden ve birgün tüm korkusu ile el etti; " Al beni de!" Yeni bir dosta ulaşmanın sevinci ile günler günlere sarmaladıkça zamanı daha çok el etti yanından geliiip geçen dolmuşlara. Eskiyen zaman acımasız olurmuş umuda tutunamayanlara! Sırtında çantası kafasında şapkası acele eder olmuştu aydınlığına! Görülmediği sanısı ile o Siyah Şapkasına muhtaçlığı artmıştı! Günler acısını taşımayı öğretiyordu yüreğinde. Ezgin yakınında artık ve dokunuyordu yüreğinden yüreğine sadece hissetmeli idi uzanan elini! Gözyaşları kurumuştu hınç sövgüsünde. Ağlamak başaramamaktı belki de umuda yolculuğu! Güçleniyordu, tek bir güne meydan okudukça! Rüzgâr peşi sıra kolluyordu Siyah Şapkayı esir edebilmek için fırtınaya! Başında bir yel, ayaklarında acının prangası yolculuyordu gün be gün karanlığı aydınlığın içine! Bir güneş, Bir Dolunay arası kalabilseydi özgürce şapkasız ve işte o andan sonra daha özgür olacaktı korkularına. Ezgin yakınlaşmıştı iyice! Bir eli yüreğinde ötesi uzanmıştı Siyah Şapkasına!
Yağmurlar ağlar susar yalnızlığım! Büyütür özlem yokluğu Ve suskun yıllar kördür artık. Amansızca savaş beller yaşamayı ve Sen Yaz Baharı yazgım Bir Sen Kalbe sığansın anılarda. Bilirsin zordur bende benle savaşmak. Kaçışlar, sorgular bulunmak istemez mi yılkı gönlümde! Boşvermişlikler doldurur tüm yaşamı. Çare arar mahçup ve asl olan suçlu! Mahpus zaman umutsuz... Kalp sızı Ve Ömür hiçliğe prangalı... Hişşşşşşş susmalı belli...
Bu yazıya henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olabilirsiniz.