Yusuf Yılmaz

yusuf.yilmaz.06@hotmail.com
Yazarın sitemizde "116" adet yazısı bulunmaktadır. Eklenme Tarihi: 14/03/2025 346 kez okundu.

8 Mart’ta Dünya Kadınlar Günü! Kendimizi rahatlatmak için kadınlarımızı sadece bir güne hapsetmek

8 Mart’ta Dünya Kadınlar Günü!

Kendimizi rahatlatmak için kadınlarımızı sadece bir güne hapsetmek

 

8 Mart’ta her yıl dünya Kadınlar günü olarak kutlanılmaktadır. Bugüne ve diğer özel günler ile ilgili, geçmişte Haymana.com’da, sanal gazetelerinde ve sanal ortamlarda birçok yazı yazmıştım. Bugün de düşüncelerimi aktarmak istedim. Herkes bilir ki; Milletlerin kendine özgü dini ve milli günleri vardır. Devletlerin de başta can ve mal güvenliği olmak üzere insanların, “yaşama, barınma, aklını ve neslini koruma” gibi önemli görev ve sorumlulukları bulunmaktadır.

Birçok kurum veya kuruluşun teşviki ile 14 Şubat sevgililer günü kutlanıyor. Peki, bu sevgili kelimesine hiç baktık mı? Sevgili kelimesi acaba ne anlama gelmektedir. Bu kelimeye farklı anlam yüklenmiş olsa bile; Türkiye’de sevilen, hoşlanılan, arzu edilen, âşık olunan gibi, bir bakıma da cinsellik içerikli ifadeler de kapsamaktadır.  Belki kalplere Allah’ın verdiği dost anlamına gelen şekliyle düşünüldüğünü söyleyenler de olabilir. Ama bu çok azdır. Sevgililer günü için düzenlenen programların reklamlarında bile gayrimeşru ilişkiler ve cinsellikler ön planda ve kapitalist sermayenin tüketim çılgınlığına dönük hesabı olduğu görülmektedir. Kapitalist sermayenin tüketim teşvik ve çılgınlığını maalesef ne insanlarımız ne de kadınlarımız anlamış değildir. İsraf konusunda sınırları aşmaktadırlar.

 

Aynı durum, annesini arayıp sormayan, annesinin her türlü acı çekmesini duymazlıktan gelen ve annesine bir meta (eşya) gözü ile bakan kızın, annesi öldükten sonra vicdan azabı çekip, anneler gününü icat etmesini yaptığım paylaşımlarda açıklamıştım.

 

8 Mart kadına tek gün, gününde; özellikle STÖ’leri: Mesela kamu kurumlarında, sendikalar işyeri girişinde ve bir günlüğüne çoğunun içi gülmez kadınlarımızı gül sunma güzelliğinde karşılıyorlar. Bazı dernekler de buna benzer faaliyetlerle görüntü veriyorlar. Biz içi dışı farklı ve günlük bile olsa bu davranışı güzel olarak kaydetmek ve Anadolu’daki kadınlarımızın durumlarına bakmak istiyoruz. Lafta kadınlarımız her şeyimiz, ama özellikle kırsal kesimde kadınlarımızın çekilmez çilesini hiç görmüyoruz. Tarlada, tapanda, bağda, bahçede çalışan kadınlarımızın duygu ve düşünceleriyle hiç ilgilenmiyoruz.

Şehirlerde, kadını belli objelerden ibaret görülüyor, hak ettiği değer ve saygıyı göstermekte cimri davranılıyor, onlar kıskanılıyor. Kadınlara saygı duymayan, saçı uzun aklı kısa mantığında (sözler) söyleyen, kadınları kendilerine kul gibi gören cahiller erkekler var. En iç acıtanı ise onlara baskıyı terbiye usulü kabul ediliyor. Daha kötüsü onları her suçun unsuru görüyor (Allah korusun) hissizce(vahşice) dövüp, öldürüyorlar. Son yıllarda artan kadın cinayetleri kan dondurucudur. Dünya genelinde baskının, tacizin, yok sayılmanın, dövülmenin, öldürülmenin tarafı hep kadınlar olmuştur.

 

Hergün basında okuyor ve duyuyoruz, hergün 1 veya 2 kadın öldürülüyor. Yakın tarihimizde AB ülkeleri ile imzalanan İstanbul Sözleşmesi ve ona bağlı çıkarılan 6284 sayılı yasa, kadınların haklarını korumak orada dursun, bu yasadan sonra kadınlarımız 4-5 kat daha fazla öldürüldü. İş hamasete kaldığında, mangalda kül bırakılmamaktadır. Ama söylenenler gerçeklerle örtüşmemektedir.

 

Kadın cinayetlerinin ekseriyetinde kadının cinsel obje görülmesi ağırlıklı ve etkilidir. Bu da bizim toplumun, kadına bakışının iyi olmadığını gösteriyor. Bir de din kisveli bazı soytarılar abuk sabuk açıklamalarıyla cemiyet hayatını etkiler. 1400 küsur yıl önce Peygamberimiz a.s.v.’in Veda Hutbesindeki kadınlar için yaptığı çağrıyı anlamaktan uzak dururlar ve sokak ağzıyla konuşmalar yaparlar. Ahlaksız, yontulmamış ve İslam’dan zerre kadar nasip almamış erkekler, kadınlara saygı göstermediği gibi, “ben şeriatı uyguluyorum diyerek” 2-3, hatta 3-4 kadın ile metres hayatı yaşamayı Müslümanlık sanıyor. (Hâlbuki İslam, onlara eşit ve adaletli davranılmayacaksa bir kadın ile yetinin buyuruyor). Bu iğrenç ve cahil hareketler ne yazık ki toplumumuz tarafından ağır eleştirilmiyor, sıradan bir olaymış gözü ile bakılıyor. Ahlaksız erkekler de doğru bir iş yaptığını sanıyor.

 

İslam’ı kötüleyerek Cumhuriyetin kadınlara haklarını verdiğini söyleyen hokkabazlar, özgürlük adı altında değişik kadınlar ile metres hayatı yaşayıp, zina yapmaktadırlar. Ama İslam’a çamur atmaktan da geri kalmıyorlar. Aslında Cumhuriyet ile birlikte kadınlar; moda adı altında yarı çıplak sokağa çıkmaları teşvik edilmiştir. 1932 yılında Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği Türkiye Güzellik Yarışması'nda birinci seçilerek Dünya Güzellik Yarışmasına gönderilen Keriman Halis’in yarı çıplak Hristiyan ülkelerinin jüri üyelerinin karşısına çıkarılmasının neresi kadına saygıdır? (Jüri komisyonu başkanının, biz burada güzel seçmiyoruz, Türk güzelini seçeceğiz diyerek, Müslüman Türk kadınının yatak kıyafeti ile karşılarına çıkmasını kutlamışlardır). İslam’ın kadına verdiği değerinin 100’de biri dahi değer verilmeyen bu sistemde, kadınlar sürekli istismar edilmektedir. Bazı utanmazların kadınları yanlarında konu mankeni olarak taşımalarına neden olması ayrı bir garabettir.

İslam’a çamur atarak, kadını köle olarak kullanıyor iftiraları yapan, ahlaksız ve inançsız insanlar; İslam’ın kadın ve erkek hususunda birbirinden ayırmadığı onlarca ayet var. Bir tanesini yazayım:

“Mü'min erkekler ve Mü’min kadınlar birbirlerinin yardımcılarıdır. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve Allah'a ve Resul’üne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir” Tevbe 71 Ayet. Aynı şekilde Ahzab Suresi 35. Ayetinde de benzer cümleler buyurulmaktadır.

 

Kadın, erkek İnsanların birbirine sevgi ve muhabbet beslediği, saygı gösterdiği hak ve hukukun çiğnenmediği bir toplum her zaman arzumuzdur. İnsanımız, bilhassa yetkili makamlarda bulunanlar dikkatli olmalı ve sorumlu davranmalıdır. Toplum kadınlarımıza bir güne, yani 8 Mart’a hapsedilmemelidir. Kötü niyetlilere meydanı boş bırakmamalı ve fert fert kadına hak ettiği güzel hayat sunma gayretlerimiz olmalıdır.

 

Kadınlarımıza olan sevgi ve saygıyı sadece bir gün hapsedilmesi yanlışı yanında, elbette mutlu günlerinde onları hatırlamak gerekir. Ama eşimiz, kızımız, Haymanalı kadınlarımız, ülkemiz kadınları; bizim için 1 gün değil, 365 gün, kıymetli ve saygıda kusur etmememiz gereken değerlerimiz ve baş tacımızdırlar.  Çünkü mensup olduğum İslam dini, kadına meta gözü ile bakan beşeri sistemlerin aksine, kadına en büyük değeri vermiş ve birçok sure ve ayetlerde kadın ve erkekler olarak bahseder. Kadınların hassas durumları ve ince ruhları nedeniyle de bazı ayetlerde de değişik emirler verilmiştir. Ancak günümüzde hiçbir ülke, bu emirleri uygulayacak kapasite ve insanlıkta değildir.

Yusuf Yılmaz, 8 Mart 2025 Ankara


Yorum Yapın
500

Bu yazıya henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olabilirsiniz.